İETT'de bir işim vardı. Fakat her belediye ve devlet bürokrasisi gibi uzun bir kuyruk sıra vardı. Sıramı çektiğimde farkettim ki önümde tam 287 kişi var. Bende vakit bol diye etrafta bir cafe bulayım da kitabımı okuyayım dedim ve az ilerde farkettiğim bir cafeye gireyim dedim. İyi ki girdim. Harika bir cafe keşfetmemi sağladı. Adı: "Mahallo Coffe Shop." Daha kapıdan girer girmez sessizliğiyle sizi sarıp sarmalıyor. Masanın üzerinde yer alan defterleriyle, harika ambiansıyla "burada rahat rahat kitabınızı okuyabilir, bilgisayarınızla çalışabilirsiniz." diyor. Gerçekten de öyle. Bende mekanda kaldığım 1 saatlik süre boyunca kütüphanesinde yer alan sürreal fotoğrafçı David LaChappelle kitabını inceledim ve keyifle kahvemi yudumladım. Flat White adlı şahane kahvesini içtim. İçimi tam anlamıyla kahveyi hissettiriyor. Baristaları Coffe Shop Festival'de bir yarışmada 2. oldu.
İstanbul'da gerçekten huzur veren ender mekanlardan biri. Karaköy gibi gürültülü değil. Kitabınızla, çizim defterinizle, laptopunuzla gidip harika zaman geçireceğiniz bir mekan. Hiçbirşey götürmesenizde sadece kütüphanesinde bulunan kitaplarıyla idare edebilirsiniz.
Sessizlik içinde bir çalışma yapmak istiyorsanız Mahalo Coffee Shop harika bir seçim. Kahvelerin üzerine attıkları imzalarda keyifli, hoş tam instagram'lık.
Adres :
Söğüt Sokak Eski Posta Han 1, Karaköy, Beyoğlu
Facebook Sayfası: https://www.facebook.com/mahalocoffeeshop
Yazar:
Samet Cambaz